2015-2016 öğretim yılında yükseköğretim programlarında öğrenim görecek öğrencilerin seçilmesi ve yerleştirilmesi süreci olan 2015-Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (2015-ÖSYS), 5-19 Ocak 2015 tarihleri arasında başvuruların alınması ile başlayacaktır. 2 milyondan fazla öğrencimiz ve aileleri ile birlikte 10 milyona yakın insanımızı ilgilendiren bu süreç doğal olarak büyük dikkat çeken, heyecan uyandıran ve bu nedenle de kamuoyunda hassasiyetle takip edilen kritik bir süreçtir. Adaylarımızın emekleri “emanet” olarak değerlendirip, gizlilik ve güvenlik ilkelerine bağlı şekilde hak ve adalet ölçülerine göre seçme ve yerleştirme yapan ÖSYM’nin bundan taviz vermeyeceğini tekrar vurguluyoruz. Ancak bu süreçte, adayların ve kamuoyunun hassasiyeti üzerinden menfaat temin etmek isteyen, kurum hakkında olumsuz algı oluşturmaya çalışan ve kurumu hedef göstermek suretiyle toplumsal barışı zedelemeye kasteden bazı kesimlerin bu süreçte asılsız, yanıltıcı bilgiler ileri sürmeye başladıkları görülmüştür.
Bu kapsamda bugün (2 Ocak 2015) bir günlük gazetede Ankara kaynaklı olarak yer verilen, üzerinden bir yıldan fazla bir zaman geçmiş ve bir çalışanımızın ölümü ile ilgili haberde 2013 yılında KPSS sorularının dışarıya sızdırıldığı yönündeki haberler kesinlikle doğru değildir. Kapalı Dönem için matbaa içerisinde konuşlandırılmış olan bilişim sistemlerinden bilgi kopyalanması kesinlikle donanım olarak mümkün olmadığı gibi sınava ait bilgilere her alan uzmanı sadece kendi erişim hakkı ile erişebilmektedir. Yani tek bir kişinin sorulara erişmesi de kesinlikle mümkün değildir. 2013 yılında yapılmış KPSS sınavı ile ilgili olarak gerek sınav sonrası bilimsel olarak gerçekleştirilen madde analizleri ve istatistikler gerekse kamu oyunda herhangi bir olumsuz gelişme görülmemiş ve yaşanmamıştır. Çalışanımızın ölümü ile ilgili olan diğer konulardaki iddialar bir yana soruların sızdırıldığı konusunun “iddia ediliyor” diyerek haber yapma anlayışı kurumları yıprattığı gibi sonuçta yalan bir haberi topluma yaymanın sorumluluğunu da yüklemektedir. Haberdeki çalışanın ölümünün söz konusu sinemada gerçekleşmesi dışında verilen tüm detaylar hayal ürünü bir iddia olup konu ile ilgili ÖSYM’ye ulaşmış bilgi ve belge bulunmamaktadır. Yaklaşan YGS sürecinde medya kuruluşlarının bu tür haberleri "iddialara göre" deyip aslını doğrulamadan ilgili bilgi ve belgelere ulaşmadan her türlü haberi yayınlamaları sorumlu medya anlayışı ile bağdaşmamaktadır.
Bu vesile ile 2015-ÖSYS süreci başta olmak üzere tüm ÖSYM faaliyetlerinde sadece ÖSYM’nin İnternet sayfasında yer alan bilgilerin dikkate alınmasını bir kez daha vurgularken bir kaç hususun da kamuoyunu dikkatine sunulmasının faydalı olacağı düşünülmüştür;
1- ÖSYM’de Değişim Süreci: Eylül 2010 tarihinden bu yana ÖSYM’de çok köklü bir değişim süreci yaşanmış ve sadece tek bir Yönetmelik maddesi ile yönetilmeye çalışılan ÖSYM’nin tüm faaliyetleri Kanun, Yönetmelik, Bakanlar Kurulu Kararları, Yönerge, Talimat ve Süreçler ile kayıt altına alınmıştır. Soru hazırlamadan, sınav hazırlamaya, sınav evrakı basım ve dağıtımından, sınav uygulamasına, sınav evrakının geri toplanmasından, sınavın değerlendirilmesi ve sonuç açıklamaya, tercih alımından adayların tercihleri doğrultusunda yerleştirilmelerine kadar olan tüm faaliyetler silinemez ve değiştirilemez biçimde kayıt altına alınmakta ve her aşama iş ve işlemler güvenlik bilinci ile gözlem ve yüzde yüz kontrol altında yürütülmektedir. Tüm bunları gerçekleştirirken, ÖSYM Başkanı ve çalışanları ciddi iftira ve ithamlarla karşılaşmakta ise de tüm bu infial uyandırıcı, hakaret içeren itham ve iftiralar hakkında da yasal işlemler başlatılmaktadır. Menfaat çevrelerinin tamamı ile güvenli ÖSYM sınav sistemini bozma gayretlerine, sorumluluk sahibi basın kuruluşları alet olmamalı ve kamuoyunu asılsız iddialar ile toplumsal barışı zedeleyecek girişimlere itibar etmemelidir.
2- ÖSYM’de Yeniden Yapılanma: 3 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6114 sayılı Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, ÖSYM’de yeniden yapılanmaya fırsat vermiş ve personel de dahil tüm ÖSYM teşkilat yapısı uzmanlığa dayalı bir organizasyon ile yeniden düzenlenmiştir. ÖSYM çalışanları % 90 oranında değiştirilmiş ve kurumun misyon ve vizyonunu paylaşan, takım ruhu içinde çalışmalarını yürüten bir ekip oluşturulmuştur. Bu yapılanma süreci devletin tüm teşkilat ve kademeleriyle uyumlu çalışmalar neticesinde tamamlanmıştır. Bu gelişime ek olarak süregelen faaliyetler içinde de süratli taramalar gerçekleştirilmekte ve ÖSYM’nin temel misyonu olan “Hak ve Adalet Esasına Göre Sınav” yapmayı engelleyecek her türden girişimin de önüne geçilmektedir. ÖSYM, yaptığı her işin saniye saniyesine hesabını verebilen şeffaf bir kurum haline gelmiştir ki bu da haksız kazanç elde etmek isteyenlerin yalan ve iftiralarını artırmalarına yol açmaktadır.
3- İptal Edilen Sınav: ÖSYM’nin sınav adaleti ve güvenini koruma gayreti son 4 yıl içerisinde defalarca ortaya konmuştur. Örnek olması bakımından; alınmış olan her türlü sınav güvenlik tedbirine rağmen, 2012 yılı Mayıs ayında yapılmış olan Avukatlar İçin Adli Yargı sınavının sonuçlarının istatistiki analizler ve adayların soru kitapçıkları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda sınavın olağan dışı sonuçlar ürettiği görülmüş ve sınav ÖSYM Yönetim Kurulu kararı ile iptal edilerek yeniden yapılmak istenmiştir. ÖSYM’nin sınavı iptal kararı idari yargı mercilerince iptal edilerek sınav geçerli kılınmıştır. Ancak ÖSYM, bu sınavda olağan dışı puan alanlar hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Bu işlem ile ilgili hukuki süreç devam etmektedir.
4- KPSS’ler: Kamu Personeli Seçme Sınavlarının sonuçları ile doğrudan devlet kadrolarına yerleştirme yapıldığından bu sınavlar kamuoyunda hassasiyetle izlenmektedir. Bu kapsamda; konunun hassasiyeti nedeniyle 2010-KPSS’den başlamak üzere bir dizi tartışma süre gelmiştir. Bu sınavlar hakkında en son durum özet olarak aşağıda verilmiştir;
2010-KPSS: Bilindiği üzere ortaya çıkan kopya olayı nedeniyle Eğitim Bilimleri sınavı iptal edilmiştir. ÖSYM yönetimi istifa etmiş ve yeni yönetim göreve gelmiş akabinde bu sınav tekrarlanmıştır. İptal edilen sınavdaki iptal nedenleri ve sebebiyet verdiği iddia edilenler hakkında savcılık soruşturması sürmektedir. ÖSYM Yönetimi bu konunun açıklığa kavuşması için de en üst düzeyde destek vermeye devam etmektedir.
2011-KPSS: Herhangi olumsuz bir durum tespit edilmemiştir.
2012-KPSS: Sınavdan hemen sonra bazı İnternet siteleri sınavda yer alan sorulardan bazılarını adayların zihinlerinde taşıdıkları biçimde yayınlamışlar. Soruların bu şekilde yayınlanması başka basın-yayın organları tarafından sınavdan önce veya sınav sırasında yayımlanmış gibi yanlış ve dayanaksız olarak duyurulmuştur. ÖSYM’de soruları bu şekilde yayınlayanlar hakkında yasal süreç başlatmıştır. Sınav tamamen güvenli bir şekilde gerçekleştirilmiş, ilgili iddiaların asılsız olduğu ve kurumu yıpratma amacı taşıdığı bilgi ve belgeleri ile kamuoyuna sunulmuştur.
2013-KPSS: Herhangi olumsuz bir durum tespit edilmemiştir.
2014-KPSS: Herhangi olumsuz bir durum tespit edilmemiştir.
5- Sınav Sonucu İptal Edilen Adaylar: Kuruma yapılanihbarlar, kamera kayıtlarının ve sınav evrakının incelenmesi sonucunda, sahte sınav sonuç belgesi düzenlenerek hak etmediği biçimde sınav sonucu oluşturmuş adaylar tespit edilmiş ve bu adayların sınavları ÖSYM Yönetim Kurulu tarafından iptal edilmiş, haklarında 6114 sayılı Kanunun ceza hükümleri doğrultusunda suç duyurusunda bulunulmuştur. ÖSYM sınav ve sonuç açıklama sistemleri bu tür girişimlerin önüne geçecek şekilde ve niteliktedir. Sonuç doğrulama sisteminden adayların elektronik hareketlerinin izlenmesine kadar çok boyutlu denetim gerçekleştirilmektedir.
6- Savcılık Talepleri: Gerek 2010-KPSS, gerek 2012-Adli Yargı sınavları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturulmaktadır. Bu kapsamda Savcılık makamının ÖSYM’den talep ettiği her türlü bilgi ve belge ivedilikle savcılığa intikal ettirilmektedir.
7- Sınav Güvenliği: Eylül 2010’dan bu yana ÖSYM’nin birinci önceliği “Sınav Güvenliği” olmuş ve bu kapsamda her adaya farklı soru kitapçığı uygulaması başta olmak üzere soru havuzu oluşturma, sınav salonlarında kamera ile kayıt, sınav evrakının elektro-mekanik kilit ile korunması, tüm ÖSYM bilgi sistemlerinin güvenli modernizasyonu gibi pek çok iyileştirme yapılmıştır. Tüm bunlardan sonra ortaya çıkacak her türlü olağan dışı durum ve sonuç titizlikle takip edilmektedir. Sınav güvenliğini tehlikeye sokacak her ne olursa olsun tereddütsüz önüne geçilmektedir.
8- Usulsüz Yerleşenler: 6114 sayılı yasa kapsamında yapılan düzenleme ile artık ÖSYM sınavlarında haksız kazanç elde edenler daha sonra ortaya çıkması halinde tüm haklarını geri iade etmektedirler. Bu kapsamda, 2012 yılı Mayıs ayında gerçekleştirilen 2012-Avukatlar İçin Adli Yargı sınavında olduğu gibi hukuki süreçler tamamlandığında usulsüz biçimde devlet kadrolarına yerleşen kişiler tespit edilir ise elde ettikleri tüm haklarının iptali sürecinin başlatılması kaçınılmazdır..
9- Diğer asılsız iddialar: ÖSYM yönetiminin sınav sistemlerinin güvenliğini artırma ve haksız kazanımların önüne set çekmesi menfaat çevrelerinin her fırsatta asılsız iddialar peşinde koşma ve kamuoyunu yanıltma gayretlerini artırmaktadır. Özellikle ÖSYS sürecinde ve seçimler öncesinde yakın geçmişte olduğu gibi bu tür iddiaların dozunun artması beklenmektedir. ÖSYM Yönetimi hiç bir zaman bu tür asılsız iddialardan yılmamış ve yılmayacaktır. Eğer sistemler üzerinde herhangi bir sorun var ise herkesten önce bilmek ve düzeltmek için her türlü imkan seferber edilmektedir. Bu tür durumlar hemen toplum ile paylaşılmakta ve yanlış yorumlamaların önüne geçilmektedir. Kimseye haksız bir kazanım sağlanmadığı gibi hiç kimseden de bir bilgi ve belge gizlenmemektedir. Bu tür durumlarda kamuoyunun ÖSYM sitesindeki bilgi ve belgeleri incelemesi tavsiye edilmekte ve kötü niyetli çevrelere prim verilmemesinin toplumsal barış açısından önemli olduğunun altı çizilmektedir. Geçmişte bu tür durumlarda bu odaklara teslim olunmasının bedelinin ne kadar büyük olduğu 2010 yılı sonrasında açıkça tüm toplum tarafından görülmüştür. ÖSYM Yönetimi göreve geldiği günden beri bu odaklara karşı net bir duruş sergilemiş olup bu tutuma devam edecektir. Herkesin sadece kendi bilgisinin karşılığını alabileceği bir sınav sisteminin yürütülmesinin önüne geçilmesine fırsat verilmeyecektir.
10- Yeni Çalışma Alanları: Sınav güvenliği için tüm önlemleri almış olan ÖSYM, bu güvenlik hassasiyetinden asla vazgeçmeyecektir. Sınav güvenliğinden taviz vermeksizin ölçme kalitesinin ve sınav konforunun iyileştirilmesi üzerinde yoğun çalışmalar yapmaktadır. Bu kapsamda e-Sınav uygulamaları ve açık uçlu sorularla sınav demek olan yazılı sınav uygulamaları da başlatılmıştır. ÖSYM sınav adaleti ve güvenliğinden taviz vermeksizin önümüzdeki yıllarda adaylara sınav konforu sağlama ve ölçme kalitesini artırma girişimlerini sürdürecektir. Ülkemiz ve vatandaşlarımız için en uygun sınav koşulları ve ölçme yöntemlerinin uygulanmasına devam edilecektir. Bu kapsamda özellikle Uluslararası yeterliliği bilinen kurum ve kuruluşlar ile ilişkiler de kesintisiz olarak sürdürülmektedir.
11- Anayasa Mahkemesi Kararı: Anayasa Mahkemesinin 4 Nisan 2014 tarihli ve 2013/114E. 2014/22 K. Sayılı “12.7.2013 günlü, 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un; 33. maddesiyle, 4982 sayılı Kanun’un 2. maddesine eklenen “Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı tarafından uygulanan sınavlara ait soru ve cevaplar bu Kanun kapsamı dışındadır” şeklindeki fıkranın Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptali, kararın Resmi Gazete’de yayımlanacağı güne kadar yürürlüğünün durdurulması” kararına istinaden;
Türkiye’nin geçmekte olduğu bu kritik süreçte sorumsuzca kurgulanan her türlü senaryolara dayalı uydurma haber ve iddialara başta sorumlu medya mensupları olmak üzere itibar edilmemesi gerektiğini bir kez daha kamuoyuna duyururuz.