DUYURU
(29 Mart 2014)
2014-Yükseköğretime Geçiş Sınavının (2014-YGS) Değerlendirilmesi
23 Mart 2014 tarihinde yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavına (2014-YGS) girerek sonuçlarını bekleyen 1.950.163 aday ve ailelerinin heyecanlı bekleyişini en kısa sürede bitirebilmek amacıyla tüm ÖSYM personeli, sınavın yapıldığı tarihten bu yana büyük bir özveri ile çalışarak sınav sonuçlarını 29 Mart 2014 tarihinde açıklama aşamasına getirmiştir.
Yaklaşık 6 aydır sınavda sorulacak soruların oluşturulmasından, sınav sonrasında sonuçların açıklanmasına kadar geçen süre içerisinde her anı dakika dakika planlanmış olan bu süreç hak ve adalet ölçüsünde, sorunsuz ve büyük bir başarı ile planlandığı gibi tamamlanmış ve değerlendirme süreci sonlandırılmıştır. Her cevap kağıdı optik okuyucularda iki kere okunmuş ve kontrol edilmiştir. Toplam 175 sınav merkezinde, 6.475 sınav binasında, 106.312 salonda, 309.237 sınav görevlisinin nezaretinde 160 dakika boyunca adaylarımız bilgilerini cevap kağıtlarına işaretlediler. Sınavın başarılı olmasında tüm adaylarımızın, velilerimizin, vatandaşlarımızın, medya mensuplarının anlayışları ve yapıcı tutumları büyük önem arz etmiştir. Özellikle;
Sınav sürecinin performansını artırmak üzere ÖSYM tarafından son 3 yıl içerisinde geliştirilmekte olan sistemler, yöntemler eksiksiz ve sorunsuz olarak uygulanmıştır.
Sınav merkezlerinde oluşturulan Sınav Koordinasyon Kurulları tüm ilgili kurum ve kuruluşların büyük bir uyum içerisinde çalışmasını sağlamışlar bu da sınav güvenliği ve konforuna önemli bir katkı üretmiştir.
Adaylarımızın bilgilendirilmesi çalışmaları meyvesini vermiş ve adayların ÖSYM sınav uygulama ilkelerine büyük bir uyum içerisinde oldukları gözlemlenmiştir. Bu da sınav sürecinin performansına önemli katkı sağlamıştır.
Adayların sınav başvurularının zamanında yapılması sınav sürecinde gecikmelerin önüne geçmiştir.
Görevli akademisyen ve öğretmenlerimizin sınav günü görevlerini yerine getirme konusunda istekli olmaları ve sınavın kurallarına uygun olarak yürütülmesine büyük bir destek vermeleri, sürece önemli bir katkı üretmiştir.
ÖSYM’nin oluşturduğu Sınav Koordinasyon Merkezinde; sınav evrakının basım evinden alınarak sınav merkezlerine gönderildiği andan, tekrar ÖSYM’ye geri gelinceye kadar her adımı izlenmiş ve sınav günü sınav binalarında sınav salonlarında oluşan sorunlara anında çözümler üretilmiştir.
ÖSYM sınav sistemindeki değişiklikler ve gelişmelerin anında görevlilere aktarılabilmesi her yerde aynı uygulamaların geciktirilmeden uygulanmasını sağlamıştır.
Sınav salonlarının büyük bir kısmının kamera ile izlenmesi nedeni ile sınavın yürütülmesinde büyük bir titizlik sağlanmış ve ilgili kayıtlar tutulmuştur.
ÖSYM’nin tüm birimlerinde oluşturulmuş olan TAKIM RUHU sonuçların çok kısa bir süre içerisinde açıklanmasında bir kez daha kendisini göstermiştir. Sürecin bu kadar hızlı yürütülmesine destek veren tüm ÖSYM çalışanlarına, Sınav Koordinasyon Kurulu başkanları rektörlerimize ve diğer üyelerine, sınav koordinatörlerimize, ÖSYM temsilcilerimize, engelli temsilcilerine, bina sınav sorumlularına, bina yöneticilerine, salon başkanı ve gözetmenlere, engelli salon görevlilerine, nakil ve koruma görevlilerine, kolluk kuvvetlerine verdikleri destekten dolayı teşekkür ederiz.
ÖSYM Yönetim Kurulu 2014-Yükseköğretime Geçiş Sınavında sorulan soruların sadece % 20’sinin yayınlanmasını kararlaştırmıştır. Bunun nedeni kesinlikle şeffaflık ilkesinden vaz geçmek değildir. ÖSYM tarihinde hiç bir zaman son 3 yıl içinde olduğu kadar şeffaf olmadığını kamuoyunun dikkatine özellikle sunarız. Her aday sınavda kullandığı kedisine ait cevap kağıdının taranmış bir kopyasını ve kendisine ait cevap anahtarını sınav sonuçları açıklandıktan sonra görebilmektedir. Puan hesaplanması sırasında kendisine verilen kitapçığın cevap anahtarının kullanılıp kullanılmadığını kontrol edebilmektedir. Bu kapsamda her hangi bir sınırlama bulunmamaktadır. ÖSYM’nin soru geliştirmede güçlük çektiği iddiası ile soruları tekrar sormak için yayınlamadığı düşüncesi asılsız ve doğru değildir. Tüm dünyada ölçme sistemlerinin en önemli özelliği ölçme kalitesidir. Soruların yayınlanmaması kararının arkasındaki nedenlerle ilgili olarak aşağıdaki hususları kamuoyunun bilgisine bir kez daha sunmak istiyoruz;
ÖSYM son 3 yılda, sınav adaletini temin etmek, herkese sadece kendi hak ettiğini vermek, kimseye haksız kazanım sağlamamak üzere hem Türkiye’de hem de Dünya’da ölçme alanında örnek alınacak devrim niteliğinde çok sayıda proje ve uygulamayı gerçekleştirmiştir. Bu sadece menfaat çevrelerini rahatsız etmiştir. ÖSYM sınav sorularını yayınlamayarak soruların eksikliğini, yanlışlığını gizleme girişiminde asla bulunmayacaktır. Bunu düşünmek bile hem ÖSYM’ye hem Türkiye’ye büyük bir haksızlık olur. Sınav sonrasında yapılan bilimsel analizler ve adayların verdikleri cevaplar büyük bir titizlikle incelenmektedir. Tüm ÖSYM sınavlarında sınava katılan adayların bir yandan puanları hesaplanırken diğer yandan da soruların bilimsel analizleri yapılır. Analiz sonuçları ilgili kurullar tarafından ele alınır, iptal edilmesi gereken bir soru olup olmadığı incelenir. Sınav sonuçları açıklanmadan önce, ÖSYM Yönetim Kuruluna sunulmak üzere çalışmalar tamamlanır ve bu kapsamda iptal edilecek bir soru olup olmadığı tespit edilir. Eğer herhangi bir soruda iptal durumu oluşur ise, herhangi bir itiraz beklemeden ÖSYM Yönetim Kurulu misyonundaki şeffaflık ilkesi doğrultusunda bunu açıklamaktan hiç kaçınmaz.
ÖSYM, önümüzdeki yıllarda sınav kalitesinin artırılması doğru bilgi ve yeteneklerin ölçülmesi, adaylara sınav konforunun sağlanması gibi alanlara odaklanmak üzere planlar yapmış ve bu kapsamda pek çok projeyi hayata geçirmektedir. Bu konudaki yeni yaklaşımları, yöntemleri uygulamaya almak ülkemizde sınavların ölçme etkinliğini ve kalitesini artırmak için kaçınılmaz olarak değerlendirilmektedir.
Her zaman sürekli iyileştirilmesi gereken ölçme kalitesinin artırılmasının en önemli yolu doğru bilgiyi, doğru beceriyi, doğru şekilde ölçebilecek soruları sormaktır. Bu amaçla, bir taraftan sınav yapılırken aynı sınav içerisinde gelecekte sorulabilecek “aday soruları” da denemek büyük önem arz etmektedir. Bu yolla, bir sorunun güçlük derecesi, güvenirliği, kalitesi nesnel olarak belirlendikten sonra gerçek sınav sorusu olarak sorulması için üzerinden 2-3 yıl geçmekte ve sürekli denemeler yapılarak, bilimsel yöntemler ile analizler gerçekleştirilerek soru kalitesi en üst düzeye sahip bir soru havuzu oluşturulmaktadır. Tüm dünyada sınav yapan kurumlar bu yolu izlenmekte ve sınavlarda sorulan sorular kesinlikle yayınlanmamaktadır. Bu yol, soru kalitesinin artırmanın tek yolu olarak görülmektedirler.
ÖSYM soru havuzu oluşturmak amacıyla soru temin etme girişimlerini kesintisiz yürütmektedir. Şu anda çok sayıda soru temin edilmiş durumdadır. Soruların yayınlanmamasının temel nedeni asla soru sayısının yetersizliği değildir. Önemli olan en doğru bilgi ve beceriyi, en doğru şekilde ölçebilecek sorulara kavuşmaktır. Bu da soruyu kaleme alıp yazmakla hemen temin edilememektedir. ÖSYM kendi iş yükünü azaltmak için böyle bir uygulama gerçekleştirmemektedir. Bu iddia asılsızdır. ÖSYM’nin niyeti açık ve çok nettir. Bilimsel ve mantıksal olarak doğru, güvenilir, ölçme yeteneği yüksek ve birbirine eşdeğerliği belirlenmiş sorulara ulaşmak hedeflenmektedir.
Diğer önemli bir konu ise yıl içerisinde bazı sınavların birden fazla yapılabilmesidir. Sınav stresi çocuklarımız için çok önemli bir problem olduğu gibi sınav konforunu da olumsuz yönde etkileyen en önemli unsurdur. Öğrencilerin hayatlarının 160 dakika içerisinde belirlenmesi düşüncesi birçok kişiyi rahatsız etmektedir. Sınavların birden fazla yapılması durumunda eşdeğer sınav oluşturmak çok önemli bir gereksinim olmaktadır. Sınavların eşdeğerliğini sağlamanın en önemli yolu ise sınavlarda sorulan soruları bilimsel olarak eşitlemektir. Bunun için geliştirilmiş olan bilimsel yöntemler de çok açıktır ve bütün dünyada kullanılmaktadır. ÖSYM’nin de aynı yöntemleri hayata geçirmesi öğrencilerimiz ve geleceğimiz için çok önemli olduğu bir gerçektir. Burada testlerde ortak sorular sorulmakta ve bu ortak sorulara sınava girenlerin verdikleri cevaplar kullanılarak bir eşitleme gerçekleştirilmektedir. Eğer sorular önceden yayınlanır ise bunu gerçekleştirmek mümkün olmayacaktır. Ayrıca sınavlarda sorulan soruların zorluk derecelerini soruları test etmeden bilmek mümkün değildir. Bir soru ne kadar zor veya kolay ise eşdeğer bir sınavda sorulacak olan soru da aynı soru olmasa bile aynı zorlukta ve eşdeğerlikte olmak durumundadır. Bunun için de soruların önceden test edilmiş ve adaylar tarafından cevaplanarak zorluk derecelerinin bilimsel yöntemler ile belirlenmiş olması gerekmektedir.
ÖSYM sorularının yayınlamasının diğer önemli bir sonucu ise sınavlarda belirli soru kalıplarına dayalı ölçmenin olumsuz etkilerinden kurtulmaktır. Öğrencileri daha çok ezberlemeye iten bu durumdan kurtulmanın da ölçme kalitesine ve doğu bilginin ölçülmesine katkı üreteceği bilinmektedir. Öğrencilerin okullarda öğrendikleri bilgilerin belirli kalıplar içerisinde kalmadan farklı şekillerde sorulabilmesi önemlidir. Soruların yayınlanması sürekli aynı nitelikte soruların sorulması beklentisi oluşturmakta ve bir süre sonra şu anda olduğu gibi belirli nitelik ve kalıplara bağlı bir test oluşturma kaçınılmaz olmaktadır. Halbuki ölçmede önemli olan öğrencilerin belirli kalıpları ezberlemiş olup olmadıkları değil bir konuyu bilip bilmediklerinin ölçülmesi ve bilen ile bilmeyenin ayrıştırılmasıdır. Özellikle sıralama sınavlarında bu çok önemlidir.
ÖSYM Yönetim Kurulu soruların yayınlanmamasını kararlaştırırken tamamen yukarıdaki hususlara dayanmıştır. Bunun dışında tüm görüş ve değerlendirmeler hem doğru değildir hem de ülkemizin geleceğini şekillendiren ÖSYM gibi bir kurumun ölçme kalitesini artırma gayretlerine zarar vermektedir. Eğitim uzmanları yukarıdaki gerekçeleri çok iyi bilmekte ve tüm dünyadaki bu uygulamaların ülkemizde de şimdiye kadar uygulanmamasının aslında bir kayıp olduğunu her platformda belirtmektedirler. Bunun aksi bir bakış açısı sadece ÖSYM’nin uygulamalarına sekte vurmakla kalmayıp milyonlarca genç insanımızın da kafasını karıştırmaktadır. ÖSYM bu kapsamda herkesi daha duyarlı olmaya davet etmektedir.
Adaylar, 2014-YGS sonuçlarını 29 Mart 2014 saat 16.20’den itibaren;
https://sonuc.osym.gov.tr
İnternet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile öğrenebileceklerdir. 2014-YGS Sınav Sonuç Belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecektir.
Sınava giren adayların cevap kâğıtları daha sonra erişimlerine açılacaktır. Adaylar, kendi cevap kâğıtlarının görüntüsüne, ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.trİnternet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile erişebileceklerdir.
Sonuçların milletimize, adaylara ve ailelerine hayırlı olmasını diliyoruz. Sınava giren adaylarımızın her birisine geçmiş olsun diyor ve 2014-LYS’ye katılacak tüm adaylara şimdiden başarılar diliyoruz.
Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.
ÖSYM BAŞKANLIĞI
2014-YGS Sayısal Bilgiler
Gösterilecek sonuç bulunamadı !!!